CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD ve İngiltere seyahatlerindeki politik iletisi kimsenin anlamadığını tabir eden Sözcü Gazetesi müellifi Soner Yalçın, adaylık konusunda ise gücünün zayıflatıldığını yazdı.
Yalçın, Kılıçdaroğlu’nun ziyaretlerinin perde ardında FETÖ’nün olduğunu belirterek, “FETÖ’nün adayı kim?” diye sordu.
“BU SORU ÜZERİNE NEDEN HİÇ DURULMUYOR?”
Soner Yalçın, “Başlıkta sorduğum soru üzerinde neden hiç durulmuyor?” diyerek, “FETÖ, ülkede eski gücüne kavuşmak için Erdoğan’ı yıkıp yerine kimi getirmek istiyor? Yoksa elini kolunu bağlamış oturduğunu mu düşünüyorsunuz? PKK’nin adayı olur da, FETÖ’nün olmaz mı?” dedi.
“Konuyu Kılıçdaroğlu’na getireceğim! Lakin evvel meramımı/derdimi anlatmak için yazacaklarım var” diye yazan Yalçın, “Prof. Robert B. Cialdini “pazarlamanın psikolojisi” konusunda uzman! B. Obama ve H. Clinton’un secim kampanyalarında misyon aldı. Yazdığı “ikna Psikolojisi” kitabi otuz lisana çevrildi, 3 milyondan fazla sattı.” açıklamasında bulunarak, Cialdini’nin etkilemenin/ ikna etmenin yedi yolunu aktardı:
- İnsanlar, ekseriyetle kendilerine sunulan güzellikleri geri vermek zorunda hisseder.
- İnsanlar, davranışlarında dengeli görünmek dileğine sahiptir.
- İnsanlar, karar verirken ekseriyetle kendilerine benzeyen öteki insanlara bakar.
- İnsanlar, sevdiği aşina olduğu işbirliği yaptığı/yapacağı bireylere inanç duymak ister.
- İnsanlar, çoğunlukla otoriteden gelen buyruklara, otorite sembollerine boyun eğme eğilimindedir.
- İnsanlar, (sansür üzere sebeplerle) bir şeyler daha az erişilebilir hale geldikçe daha çok talep eder.
- İnsanlar, (kendini kolladığını hissettiği) kümenin modülü olmaya değer verir.
Yani: Birçok değişken olmasına karşın oy verme davranışında ideolojik, sosyolojik, ekonomik ve doğal ki ruhsal etkenler büyük ehemmiyete sahip.
Psikolojik ikna süreçlerinin Türk siyasetindeki karşılığı nedir? diye soran Yalçın, siyasetçilerin kendi fikirlerini kabul ettirmek ve rakiplerinin kanılarını etkisizleştirmek için bu psikoloji yollardan ne derece yararlanıyor? diyerek Kılıçdaroğlu’nun ABD ve İngiltere ziyaretlerini örnek gösterdi.
İKİ SEYAHATİN POLİTİK BİLDİRİSİNİ KİM ANLADI?
İşte Soner Yalçın’ın yazısındaki FETÖ’nün adayı kim? başlıklı yazısının ilgili kısmı:
“Günlerdir düşünüyorum. CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu’nun secime birkaç ay kala ABD ve İngiltere’ye gitmesini ruhsal açıdan nasıl pahalandırmak gerekiyor? Bu seyahatlerden hedeflenen nedir? Seçmenin davranışı, niyeti, duygusu ve en değerlisi kanaati bu seyahatlerle nasıl değiştirilecektir? Bu seyahatler seçmene ne vaat etti? Üstte yazdığım yedi hususa uygun hangi iletiler verilmek istendi? Hiçbiri…
Keza: Tüm kamuoyu araştırmalarında ABD ve İngiltere’ye halkın inancı azalırken bu türlü bir seyahatin amacı nedir? En değerlisi size olan inancı de azaltmaz mı? 35 yıldır siyaseti takip eden bir gazeteci olarak kavrayamadım bu iki seyahatin politik mesajını! Ki kimselerin anladığını da görmedim.
O halde:
Kılıçdaroğlu bu dış seyahatlere niye çıktı/çıkarıldı? FETO adayı ile bu yazdıklarımın ne bağı olduğunu soruyorsunuz kuskusuz. Yazayım:
Özellikle iktidara yakın kimi kalemlerin, siyasalların “Kılıçdaroğlu gizlice FETO ile buluşmaya gitti” sözleri-yazıları temelsizdir. Bu çeşit yüzeysellikten kurtulamıyoruz.
FETÖ’NÜN ADAYI KİM?
Ben karşıtını düşünüyorum! Başımdaki soru su:
-Kılıçdaroğlu’nu bu seyahatlere kim ikna etti?
Çünkü, bu iki dış seyahat Kılıçdaroğlu’nun adaylığın güçlendirmedi tersine zayıflattı! Elimde kuşku dışında hiçbir bilgi yok; yalnızca tümdengelim/ genelden özele metoduyla Çözümlemeye çalışıyorum:
Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağını düşünerek, aday olmasını istemeyenler mi bu seyahatleri organize etti? Kim/ kimler bunlar? Kılıçdaroğlu adaylık yarışında “elenirse” bunlar kimi aday yapmak istiyor? Kim o gizli FETÖ elemanı?
Benzeri bu sorular, “FETÖ’nün adayı kim” sorusunu sormama sebep oldu.
Sahi, FETÖ’nün Türk siyasetine kumpas kurmaktan vazgeçtiğini mi sanıyorsunuz?
Yanılırsınız…
Şüphe duymayan hakikati bulamaz.”